Kelime anlamı olarak “mevlid”, “doğum yeri” ve “doğum tarihi” anlamlarına gelmektedir. Edebî tür olarak ise mevlidi “Hz. Muhammed’in doğumunu anlatan eser türü” olarak tanımlamak genel kabul görmüştür. Ne var ki edebiyatımızdaki bütün mevlidler Hz. Muhammed’in doğumunu anlatmaz. Nitekim bu yazıda tanıtacağımız mevlid de Hz. Muhammed dışında biri için yazılmış mevlidlerdendir. Türk edebiyatındaki mevlidlerin çok büyük çoğunluğu Hz. Muhammed’i konu edinirken, diğer din büyüklerinden sadece Hz. Ali ve Hz. Fatıma için yazılan mevlidlerin mevcudiyeti bilinmektedir. Burada tanıtacağımız mevlid, Hz. Ali veya Hz. Fâtıma için yazılmadığı gibi dört halife, on iki imam, aşere-i mübeşşere vb. İslâm büyükleri için de yazılmamıştır. Hatta sahabeden yahut mezhep kurucusu imamlardan biri için de kaleme alınmış değildir. Eser, Necâtî mahlasını kullanan bir müridin şeyhinin doğumunu anlattığı bir mevliddir. Mesnevi tarzında yazılan 110 beyitlik bu kısa mevlid, bu yönüyle türünün bilinen tek örneğidir. Tek olduğu gibi şeyhinin doğum hadisesini diğer mevlid müelliflerinin Hz. Muhammed’in doğumunu anlattıklarından farksız ifadelerle anlatması açısından da son derece ilginç ve aykırıdır. Eserin bilinen yegâne nüshası M. Fatih Köksal’ın kişisel kütüphanesindedir. Bu mevlidde doğumu anlatılan kişi aslen Dağıstanlı olup Mekke, Medine ve Anadolu’nun muhtelif yerlerinde bulunduktan sonra İstanbul’a yerleşen Nakşî şeyhi Ahmed Hüsâmeddîn’dir (1848-1925). Bu makalede, Şeyh Ahmed Hüsâmeddîn tanıtıldıktan sonra söz konusu mevlid hakkında bilgi verilecek ve eserin tam metni yayımlanacaktır.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | July 12, 2016 |
Published in Issue | Year 2016Volume: 40 Issue: 1 |
.