Bireyin her türlü bilgi alma ve yayma özgürlüğü geçmişten günümüze hep tartışılan bir konu olmuştur. Basının, kamuoyunun aydınlatılmasında halka yön verici, bilinçlendirici özelliği, Cumhuriyetin kuruluş aşamasında önemli görevler üstlenmiştir. Halka gerçekleri aktarmadaki en önemli yolun basın olduğunu bilen Mustafa Kemal, Anadolu’ya geçtiği ilk günden itibaren gerek yabancı gerekyerli basın ile iyi diyalog içerisinde bulunmuş, ülkenin içinde bulunmuş olduğu durumu zaman zaman gazeteciler ile paylaşmıştır. Ulusal bağımsızlık savaşını desteklemek, Anadolu halkına ulusal savaş hakkında doğru ve düzenli bilgileri vermek, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması sürecinde, yeni bir Türk kimliği oluşturulurken Türk milletini kalkındırmak, muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak noktasında basın ve yayın organlarından yararlanmak istemiştir. Yeni kurulan devletin siyasal kurumları ile yeniden şekillendiği bu dönemde iktidar yanlısı basın ile muhalif basın arasında, iktidarın icraatlarına ilişkin sert tartışmalar yaşanmıştır. Mevcut siyasi yapıya yakın olan basın iktidara daha fazla yetki verilmesini isterkenmuhalif basın bu tartışmalar sırasında, yönetimin de desteği ile sert bir üslup kullanmış ve muhalif basını, yönetimi bozmakla suçlamıştır. Devletin bütün kurumlarının şekillendiği bu dönemde, basının hükümetle önemli tartışmalaragirdiği, hükümetin de buna karşılık, basın üzerinde sert tedbirler aldığı görülmüştür.Bu makaledeki amacımız bu dönemde basın ile iktidar arasında meydana gelen sorunlarınİstiklal Mahkemeleri’ndeki yansımaları, mevcut yönetimin gazete ve gazetecilere karşı tutumlarını ele almaktır.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | July 12, 2016 |
Published in Issue | Year 2016Volume: 40 Issue: 1 |
.