İlk gençlik yıllarında mutlu,
neşeli bir insan olarak sunulan Tevfik Fikret oğlu Halûk’un dünyaya geleceği
haberini aldığı andan itibaren dikkatini sosyal çevreye yöneltmeye başlamış,
II. Abdülhamit Dönemi’nin siyasî ve sosyal koşulları karşısında derin bir
ümitsizliğe kapılan şair, uzun süre kötümser bir ruh haline bürünmüş ve yavaş
yavaş varoluşsal değerlerini kaybetmeye başlamıştır. “Gayyâ-yı Vücûd” adlı
manzumede de görüldüğü gibi yaşamla bağını iyice gevşeyen şair, oğluna olan
sevgisi ve babalık mes'uliyeti sayesinde kendisini bir süreliğine hapsettiği ‘gayya’
kuyusundan çıkaracak yaşam enerjisine kavuşmuş ve Batılı değerlerden oluşan bir
gelecek tasarımı inşa etmeye başlamıştır. Yani Halûk şair için ‘boşluğu fark
ediş’ ve ‘diriliş’ olmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019Cilt: 43 Sayı: 2 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.