Caryl Phillips’in sömürgecilik sonrası romanı The Lost Child, tamamı yalnızlık konusuna odaklı çeşitli hikâyeler sunarak yetimliğin ve çocuk ihmalinin psikolojik etkilerini incelemektedir. Özellikle kimlikle ilgili mücadeleler ve ötekilik problemi açısından, bireylerin psikolojik travmalarına neden olan ailesel sıkıntıların sonucunda ortaya çıkan yalnızlığın etkileri postkolonyal bir bakış açısıyla ele alınmaktadır. Phillips’in romanındaki karakterler ya yalnızlığı ya ebeveynsizliği ya da her ikisini birden deneyimlerler. Karakterlerin çocukları veya ebeveynleri ya fiziksel olarak ayrılırlar ya da genellikle önlenemez bir iletişim boşluğu ile birbirlerinden ayrı kalmak durumunda kalırlar.
Çalışmada ebeveynleri Monica ve Julius Wilson’un ilgisizliği arasında kaybolup giden, melez kimlikleri nedeniyle öteki olarak görüldükleri bir toplumda yaşamaya maruz kalan Ben ve Tommy başta olmak üzere imparatorluğun diğer kayıp çocuklarının psikolojik travmaları kimlik sorunsalı bakış açısıyla ele alınacaktır. Sömürgeci zihniyetin yarattığı ekonomik ve psikolojik nedenlerden dolayı yaşanan ötekileştirme, aile içinde çatışmalara, kültürel benlik kaybına yol açarak ikilemli yaşam ve kültür arasında oluşan melez kuşakları ortaya çıkarır. Bu noktada yapıtta sömürgecilik sonrası İngiliz toplumunda ortaya çıkan melezlik, ötekilik deneyimleri ışığında çocukların ve ailelerinin yaşadıkları psikolojik travmalar postkolonyal kurama dayandırılarak, sosyolojik ve psikolojik olarak irdelenecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 29, 2021 |
Published in Issue | Year 2021Volume: 45 Issue: 1 |
.