Metaverse yani sanal gerçeklik kavramı bir anda dünyanın merkezine konduğunda dikkatleri üzerine çekmiştir. İlk haberdar olduğumuz konu ne olmuştur? Amerika’da Silikon vadisinde ya da Japonya, Çin gibi sürekli yenilikçi çalışmalara imza atan benzer ülkelerden gelen buluşlar internet sayesinde hayatımıza hızlıca girdi. Çoğu şaşkınlık yaratan anlaşılması zor olan kelimeler, kavramlar karşısında kaldık. Böyle bir kavram ile karşı karşıya kalınca ya peşine düşer araştırır ya da geride durup gelişmeleri takip ederek neler olduğunu izler, öğreniriz. Bir yanda bilimsel bakış, diğer yanda teknolojinin en üst düzeyde kullanımı ve insan zekâsının, yapay zekâ üzerinde ki çalışmaları merakla izlenmektedir. Her an yeni fikirlerin ortaya çıkması yapay zekâ üzerinde çalışmalar da gelişmektedir. Yapay zekânın çok farklı alanlarda kullanılması dikkat çekicidir. Tıp alanında mikro cerrahi ameliyatlar ile kargo ve taşımacılık işlerinde, savunma sanayi, film çekimlerinden, insansız savaş uçaklarına, insansız toplu taşıma araçlarına, robot ressamlara, sanatın pek çok alanına vb. akla gelen hemen her yerde ortaya çıkmaktadır. Aslında geçmişe baktığımızda ‘80 Günde Devri-Alem’, ‘Denizler Altında Yirmi Bin Fersah’ kitaplarını ilk okuyan nesillerin yok canım, olmaz, mümkün değil! Dedikleri icatlar, fikirler hayal edilenin çok ötesine geçmiştir. Radyo’dan televizyona geçiş, elle çevirmeli ev telefonlarından, tuşlu ve antenli cep telefonlarına, sonrasında görüntülü cep telefonlarına, akıllı saatlere, giyilebilen teknolojiye geçiş hızlıca oluvermiş gibi gelse de sanal gerçeklikle tanışmamız sinemalarda üç boyutlu gözlükler ile dinazorları izlediğimizde sanki onların yanında gibi hissettiğimiz an olabilir. Metaverse kavramı insanların hayal ettiği gerçekliğin ötesinde gelecekte başka bir dünyadan söz etmektedir. İklim kriziyle yok edilen dünyamıza alternatif yaşamları metaverse yoluyla her şeyin mümkün olabildiği başka bir dünya özlemiyle yanıp tutuşan insanların çözümü olarak mı bakmalıyız? Peki bu nasıl mümkün olacaktır? İnsanlar bu sanal gerçekliğin neresinde duracağını, ne yapacağını, hangi işine yarayacağını, güvenilir mi, kuralları nedir, en önemlisi nereden başlamalı? Hiçbir fikri yokken, sanat dünyasında durum nedir? Refik Anadol’un çalışmaları ile sanal gerçekliğin ne’liğine bakmak amacıyla yapılan bu çalışma, merak edilen sorulara yanıt arama düşüncesinden hareketle alana katkı sağlayabilir. Medya üzerinden güncel sanat haberleri taranarak gündem takibi yoluyla veri toplamaya çalışılmıştır. Nitel araştırma yöntemi olan literatür tarama ile yapılandırılarak, Hermeneutik yapıyla ele alınmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023Cilt: 47 Sayı: 1 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.