Öz
Osmanlı-Avusturya ilişkilerinin başlangıcı, XVI. yüzyılın ilk çeyreğine kadar uzanmaktadır. Bu dönmede askeri üstünlüğünü kabul ettiren Osmanlı Devleti, hem Avusturya hem de Avrupa ile diplomatik ilişkilerinde tek taraflı diplomasi usulüne göre hareket etmiştir. XVIII. yüzyılda askeri bakımdan giderek zayıflayan Osmanlı 1718 Pasarofça Antlaşmasından bir müddet sonra Fransa’ya gönderdiği elçilik heyeti vasıtasıyla diplomatik ilişki kurdu. Osmanlı, 1730’lu yıllarda kazandığı savaşların ardından imzalanan 1739 Belgrad Antlaşması ve sonrasındaki anlaşmalarla Avusturya’yı uzun sayılabilecek bir barış dönemine zorladı. Avusturya ile 1791’de imzalanan Ziştovi Antlaşması kalıcı barış sürecini başlatması dolayısıyla ayrı bir öneme sahip olmuştur. Londra, Paris, Berlin ve Viyana olmak üzere dört büyük ülkede büyük umutlarla, diplomatik temsilcilik oluşturan Osmanlı Koalisyon Savaşlarının Avrupa’da yol açtığı siyasi karışıklıkları dışarıdan takip ederken, 1798’de Mısır’ın Fransızların Mısır’ı işgaliyle sarsıldı. Diplomatik ilişkilerde bel bağlanan Rumların yarattığı güvensizlik ve 1821’de Mora’daki isyan, II. Mahmud’a elçilik faaliyetlerini askıya alıp, gözden geçirerek ve yeniden yapılandırılması için bir nevi bahane oldu. Osmanlı, 1829 Edirne Antlaşması ve 1830 Londra Protokolü ile kabus dolu yılları geride bırakarak batı diplomasisine dönmeyi istiyordu. Osmanlı, Metternich’in de telkinleriyle, düzenli elçilik faaliyetleri için doğu siyasetinin merkezi kabul edilen Viyana’yı tercih etti. Bu tercihte, Metternich’in Avrupa’da statükoyu koruma siyasetinin katkısı ve etkisi büyüktü.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 16, 2022 |
Published in Issue | Year 2022Volume: 46 Issue: 1 |
.