Sözlü tarih, sıradan insanların olaylar karşısındaki tepkilerini ve bakış açılarını ortaya çıkarmak açısından ayrı bir değer taşır. Olaylardan ziyade, olaylara bakış açısını ortaya çıkarmaya odaklanarak, yazılı tarih belgelerinde bulunamayacak daha insani, kültürel ve inançsal unsurlar sözlü tarih çalışmaları ile açığa çıkarılabilmektedir. Bu yönüyle sözlü tarih, sıradan yaşamların deneyimlerini tarihe katarak, yazılı kaynaklarda bulunmayan farklı bilgilere ulaşmanın bir aracı olmakta ve tarihin nesnesi olan insan unsurunu, kendisine temel bilgi kaynağı olarak almaktadır. Bu çalışmada, Türkiye yakın tarihinin en büyük tabii afetlerinden birisi olan 1939 Erzincan Depremi sözlü tarih yöntemiyle incelenmiştir. Günümüze kadar bu konu ile ilgili akademik alanda birçok çalışma yapılmış olsa da, bu çalışmalar genellikle yazılı belgelere dayalı olarak oluşturulmuştur. Bu çalışma ise sözlü tarih ilkeleri çerçevesinde, insanı merkeze alan bir bakış açısıyla şekillendirilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020Cilt: 44 Sayı: 2 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.