Mises’e göre devlet beşeri bir kurumdur. Bu söylem ışığı altında devletin insanın iyiliği ve esenliği için var olması gerektiği vurgulanır. Fakat bu temel amaçtan uzaklaşan yönetimler sıklıkla mutlak devletçilik politikaları yaratmaktadırlar. Mutlak devletçiliğin fikir ve programları müdahalecilik, sosyalizm, otarşi ve milliyetçiliktir. Bu politik doktrinlerde gözetilen ortak amaç bireyi zorlama, baskı ve tehditle kontrol altına almaktır. Yine bu görüş altında devletin beşeri bir kurum olduğu değil de, üstün, yüce ve güçlü bir yöne sahip olması gerektiği iddia edilir. İşte devletin beşeri bir kurum olmaktan çıkarılarak aşkın bir güç olarak soyutlanmasıyla devlet Tanrısal bir görünüme bürünür. Mises’e göre, bu sistemlerde yaratılan bu tür soyutlamalar özgürlük, demagoji ve yıkım gibi birçok kavramın iç içe girmesine neden olmaktadır. Bu tespitlerinden sonra Mises, devletçilik anlayışının politikalarına karşı insanlığın ilerlemeci ve iyileştirici gücü olarak liberalizmi anar ve bu yönde bir reçete hazırlar. Bu bağlamda makalemizin amacı devletçiliğin politik uygulama ve programlarının insanlığı nasıl mutsuzluğa, korkuya ve asimilasyona maruz bıraktığını, onların özgürlüklerini, eşitliklerini ve özel haklarını nasıl elinden aldığını Mises’in görüşleri ışığı altında gösterebilmektir. Ayrıca bu görüşlerden hareketle günümüz insanlığının durumu ile ilgili de özgün bakış açıları sunmaya çalışmaktır.
Devletçilik Müdahalecilik Sosyalizm Milliyetçilik Liberalizm
According to Mises, the state is a human institution. In the light of this discourse, it is emphasized that the state should exist for the well-being and welfare of people. However, governments that move away from this basic purpose often create dirigiste policies. The ideas and programs of dirigisme are interventionism, socialism, autarky and nationalism. The common goal pursued in these political doctrines is to control the individual with coercion, pressure and threat. Again, according to this view, it is claimed that the state is not a human institution, but that it should have a superior, exalted and powerful aspect. In other words, the state ceases to be a human institution and the state takes on a divine appearance by being abstracted as an excessive power. According to Mises, such abstractions created in these systems cause many concepts such as freedom, demagogy and destruction to be intertwined. After these determinations, Mises mentions liberalism as the progressive and healing power of humanity against the policies of statism and prepares a recipe in this direction. Within this context, aim of this study to show how the political practices and programs of statism expose humanity to unhappiness, fear and assimilation, and how it takes away their freedom, equality and private rights in the light of Mises' views. In addition, based on these views, the other aim is to present unique perspectives on the situation of today's humanity.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021Cilt: 45 Sayı: 2 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.